Sonların Farkında Olmak...
Aynı gecelere uyanmaya başladım son zamanlarda, içinde amaçsızca dönüp durulan uzun geceler. Bir yumruk gibi boğazımda yer tutan acı tat ile sokak lambasının duvara aksettirdiği kızıl düşleri gözlüyorum. Bu saatlerde hep aynı mevsime çıkıyor sokaklar ve şarkılar. Sonları düşünüyorum sokak lambasının titreyişlerinde; hatıraların, kişilerin, hikâyelerin sonları…
Çoğu insan bir ânın son olduğunu fark etmez, suskunluklar bile bir gün devamı gelecekmiş gibi sıralanıp durur cümlelerin içine. Her sesin, hareketin, bakışın bile son olduğu anlaşıldığında, ince bir sızı çoktan duyguların ortasında yer edinmiş oluyor. Geride kalan ise istemsizce fotoğraflara dönüşen saniyelerden fazlası değil. Bir tabu gibi asla bakılmayacak ancak cesaret edilip de bir türlü yakılmayacak fotoğraflardan oluşan unutulmayan sonlar albümü… Peki ya her daim son anların farkında olanlar? Yani beraberinde hüzne kesen çöller taşıyan, iç hesaplaşmaların o mutlak kaybedenleri… Işıkların söndüğü bir sahnede final tiradını atan oyuncu gibi mahzun bir kabulleniş ile başlıyorlar son sözlerine: ‘’ Mesafeleri, sözlerin ağırlığını, rüzgârın tenimde bıraktığı sıcaklığı ve geçip giden bulutları hissediyorum şimdiden. Hüznü taşımak zor ancak yalnızlık… ‘’ dedikleri anda ise aşina okyanuslara çoktan yelken açmış oluyorlar. Bir tarafta geç kalınmış farkındalık diğer tarafta bilmenin laneti, elde kalan ise gözyaşına gebe bir avuç isimsiz hikâye…
Sokak lambasının kızıl titreyişleri yerini gecenin kollarına bıraktı ve gece her zamankinden daha karanlık sanki. İçimde garip bir his filizleniyor…
Bulut Seyyahı - Sonların Farkında Olmak
Yorumlar
Yorum Gönder